VAN GÖLÜ EKSPRESİ İLE YATA YATA DOĞUYA YOLCULUK

VAN'DA NELER YAPTIK
" Öylece uzanıp camdan dışarı bakıyorum hiç bir gale duymadan, sadece kafamın içindeki düşüncelerim ve camın ötesinde saatte 60 km hızla akan manzaram. Bu dinginlik öyle iyi geliyor ki insana, bu yolculuk hiç bitmesin istiyorum. "


Geçen yıl Doğu Ekspresiyle Kars'a yaptığımız yolculuktan çok büyük keyif almıştık ve tadı damağımızda kalmıştı. Yurt içinde trenle ulaşabileceğimiz en uzak nokta olan Van'a gitme hedefimiz hep aklımızdaydı ama kışın çıkmasını bekliyorduk, tabi bir de bilet bulabilmek de büyük bir ayrıntıydı. Gece 12 den sonra açılan biletlerden 2 kişilik kompartıman yakalamak biraz zor olsa da başardık ve biletlerimizi kaptık.

Trene Ankara'dan biniliyor. Garın önünden kalkan bir otobüsle Irmak ilçesine transfer oluyor ve trene Irmak istasyonunda yerleşiyorsunuz. Sonra tren çufçuflama başlıyor ve yaklaşık 30 saat sürecek olan bu macera başlıyor.

Van Gölü Ekspresi, Ankara - Kırıkkale - Kayseri - Sivas - Malatya - Elazığ - Muş - Tatvan arasında Ankara'dan Salı ve Pazar günleri, Tatvan'dan ise Salı, ve Perşembe günleri kalkıyor. 

Saat öğlen 12.00'da trenimiz hareket etmişti. Yataklı vagonlarda herkes işin eğlencesinde ve bu yolculuğun tadını çıkarmak düşüncesinde olduğu için çok güzel arkadaşça bir ortam vardı. Kimisi renkli ışıklarla ve mumlarla kompartımanlarını süslemiş, kimisi eğlenceli oyunlar getirmiş, kimisi pasta börek sarmalar ikram etmişti.
Tabi ki seyahat sever insanlar bir arada olunca olmazsa olmazların başında gelen, aşırı eğlendiğimizi ispat edecek çok orjinal pozlar içeren fotoğraflar da çekildik.
Ayrıca bir Kars ve Van Gölü Ekspresi ritüelidir ki Kayseri'ye gelmeden meşhur pidecilere pastırmalı pide siparişi de verdik. Hatta bütün tren hep birlikte bir yere siparişimizi verdik, trenimiz Kayseri'ye geldiğinde bir tabura yetecek kadar pastırmalı pide bizi bekliyordu.


Karnımızı doyurduk ve yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. Anadolu'nun bozkır manzarasında gün batımını izlemek gibisi yok. Tren raylarda ilerledikçe dağlar, tepeler yükselip iniyor, ara ara akarsular, göller, ovalar yüzünü gösteriyor, çayırlarda koyunlar ve çobanlar, okul bahçelerinde, köylerde trene el sallayan çocuklar insana huzur veriyor. Öylece uzanıp camdan dışarı bakıyorum hiç bir gale duymadan, sadece kafamın içindeki düşüncelerim ve camın ötesinde saatte 60 km hızla akan manzaram. Bu dinginlik öyle iyi geliyor ki insana, bu yolculuk hiç bitmesin istiyorum. 

Bu düşüncelerle uyuyakalmışız. Bir ara uyandım vagonun koridorundan sesler geliyor, kalktım biraz dolandım. Diğer kompartmanlarda millet kaynaşmış arkadaş olmuşlar bile,  karanlıkta dışarıda hiç bir şey görünmüyor, saat de gece 12yi geçmişti yine yattım uyudum. Tabi erken uyuyunca erkenden de uyandık. İyi ki de öyle olmuş, saat 6 ya geliyordu ve tepelerin arkasından güneş doğuyordu. Yine bu güzel manzaranın kollarına bıraktık kendimizi. Yataktan hiç çıkmadan gün doğumunu izlemek ne büyük lüks. 




Saat 2 gibi Tatvan'a varmıştık. 26 saatlik tren yolculuğumuzun sonunda Tatvan'dan feribotla Van'a geçmeyi planlamıştık, fakat maalesef ki o gün ki feribot seferini kaçırmışız. Bu yüzden garın önünde bekleyen dolmuşlara binmek durumunda kaldık. Bu da yaklaşık 1,5 saatlık kara yolculuğu demek oluyordu. 
Aslında bir bakıma böylesi daha iyi olmuştu çünkü yol üstünde inip Akdamar Adasına geçmeye karar verdik. Böylece burası için geri dönmek zorunda kalmayacaktık ve aradan çıkarmış olduk.
Akdamar Adası Van Gölündeki adalardan en büyüğü 






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR SEYAHAT HAYAL ETTİK; HAYDİ GERÇEKLEŞTİRELİM - AVRUPAYI KEŞFEDELİM

ROMA'YI NASIL GEZDİK NELER YAPTIK?

AVRUPA'DA ARAÇ KİRALAMA VE SÜRÜŞ DENEYİMİ